Son Dakika!

biz bi' ara üşenmeyip harekete geçebilirsek bir şeyler bir şeyler yapacaz bloga. kaming suun.

26 Temmuz 2011 Salı

Tanrı Hatasının Hesabını Bana mı Soracak?

Adem'i yarattı Tanrı. 

"Secde edin Adem'e" dedi meleklere.

"Al" dedi, "Bitmek tükenmek bilmeyen bolluk bahçesi, senin olsun."

Şeytan reddetti secde etmeyi, ona sonsuz cehennem.

Havva'yı yarattı Tanrı. Adem sıkılmasın diye olsa gerek. 

Şeytan aklına girdi Havva'nın, Havva yedirdi elmayı Adem'e.

Kovuldular cennetten.

Tanrı üzülmüş müdür içine nefesinden üflediği, en güzel eseri Adem'in fiyaskosuna?

25 Temmuz 2011 Pazartesi

Hayat Üniversitesi...

Cehaleti örtmenin ve övmenin en güzel yoludur hayat üniversitesinde okuduğunu iddia etmek. İddia eden "tecrübem çok, buna saygı duy" alt metnini gizler iddiasında. "Sen üniversite kampüsünde geçirdim ömrünü, ben hayatla boğuşurken." imasını da ekler yanına.


O vakit soğurum o insandan.


Nedir yani, sen hayat gailesi içinde yaşıyorsun ve tecrübe ediniyorsun da, ben sorunlarla, gerçeklerle, insanlarla, olaylarla karşılaşmadan mı yaşıyorum?


İddian, alt metnin, iman... Hepsi beni bir adım öne çıkarmaktan başka işe yaramıyor sevgili Bay Tecrübe! Ben hem üniversite eğitimi aldım, hem hayatın gerçeklerinden ders aldım. İki üniversite okumuş oluyorum bu durumda.


Üzgünüm, yarışmayı kaybettin. Yaz bunu defterine, acı tecrübe olarak.

22 Temmuz 2011 Cuma

Senin Öğretmenin Kim?

Toplumumuzda cehaletin övülmesi sıkça görülen bir durumdur. Kitap okumamayı, tembel olmayı, okulu asmayı falan göğsümüzü gere gere anlatırız. Bu konuya daha sonra -üşenmez isem- değinecek olmakla beraber, bu yazıda yıllardır öğretmenlere yapılan bir haksızlığa değinmek istiyorum.

Öğretmenin kim lan senin?

Ben tüm edebimi takınıp cümleyi sansürledim. Pek tabii siz orijinalini biliyorsunuz, bilenler de bilmeyenlere söylesin bir zahmet.

Övünmek gibi olmasın, kimsenin bana bu soruyu sormasına fırsat vermedim; vermem de. Ama ne yazık ki, birtakım zeka problemi olan arkadaşlar yılların emektar öğretmenlerine emeklilikte huzur imkanı tanımıyorlar. 

Gerizekalı öğrenci yıllarca aynı dersleri gördüğü halde öğrenememişse, soruyorum size, ÖĞRETMENİN SUÇU NE LAN!!!


16 Temmuz 2011 Cumartesi

İfade Biçimleri

Şu güne kadar rakendroll müzğinden vazgeçmemiş birisiyim efennim ben (bu güne kadar demeyelim de, başka tür müziğin güzel geldiğini öğrendiğin vakit diyelim ki bu da 16 civarı falandı bende) ki öyle büyük dertlerim de olmadı fazla bana göre pek bi dert yoktur aslında basit birisiyim ben. Bi sorun varsa çözümü de vardır diye düz düşünen zirrat bankasındaki emekli kuyruğunda olan adamdan tek farkım genç olmam. (emekli aylığı bide. daha olmadığım için emekli tabi ondan şettim) aslına bakarsan son bi 5 yıldır derdim var o da ergenler gibi hayat bizi çarkların arasında öğütüyor tarzı mal şeyler ya da aman sevdiceğim canım sevdiceğim bi kavuşamadım sanaa ahh nerdesin gibi mal romatik takıntılar da değil. (bu vıcık vıcık romatiklikten nefret ediyorum hacı ya- ha sen böylesi bi romantiklik biçimini seviyosundur, saygım var.) bi hatun kişisinin allahımı kaydırması ailemden de iki kişinin gitmesi dışında pek bi derdim olmadı ( haa diğerleri dert değil mi lan dürrük diyeceksiniz onları saymıyorum bunların yanında) bu durumlarla en başta size bahsettiğim rakendroll bir tarzda sorunlar çıkmaya başlıyor. Ben daha çok şarkı bazlı yaşayan bi insanım. (hani otobüsde görürüsünüz beni kulaklığı vardır kendince bi ritim tutan mallar var ya hah onlardan biri benim) Biraz dil uyuşmazlığı ya da tam derdini anlatamama bu yabancı şarkılarda pek vuku buluyor. Tamam ustanın anlattığı tam dediğimize uyuyor ama o aksandan mı bi problem var yoksa kelimelerin anlatım gücünün tam birbirini karşılayamaması mı desem ya da türkçe düşünme biçimine sahip olmamdan mı kaynaklanıyor bilemiyorum.

Amma gelin görün ki bir musiki yanım var benden içerü.
Genelde can acıyınca bu ortaya çıkıyor. Öyle demin anlattığım şekilde büyük bişi değil ufacık bişi bile olsa şartlar da müsayitse bir hüzün durumu hasıl oluyor şu kardeşinizde.
Ki o zaman rollingstones yerine bi zeki müren daha güzel gidiyor tabi.

Bazen rakendroll bir muhayyerkürdi'nin yerini tutamıyor



Madem başladık bir kaç güzellik daha












-Burda tambur taksimi murat aydemir ki; böyle tabur taksimi duyamazsın hacı iyi aç kulağı-






Aslında farketmeden mini bi rakı mezesi şarkı listesi hazırladım. Kafanıza eserse içerken açın yazıyı boşverin okumayın bunları dinleyin daha iyi. Ne la öyle ergen gibi yazmışım.
Haydi afiyet olsun.

Vileda!



Hayatımda "vileda" kadar gereksiz bir alet görmedim. Tozları biraz da sulu sulu buraya sürelim biraz da buraya sürelim. Sonra neden temizlenmiyor diyince e bu vileda pek fazla bişi bekleme! E daha geçen reklamlarda çok acayip vileda teknolojimiz var uçakların kanatlarındaki teknolojiyi uyguluyoruz acayip büyük teknolojik bişi bu, çok güzel temizliyor bakın laboratuar kurduk sırf bunu geliştirmek için mal mal oraları buralara bişiler döküp "Temizlendi bakın ne kadar süper" diyen sizdiniz? Sırf yere eğilmemek için vileda diye saçma bişi çıkmış. Toz bezi forever!
Tama belki ben pek beceremiyorum bu vileda işini ama gerçekten bi düşünün dünya viledasız daha güzel bir yer olabilir!

İçinizde çok büyük kolaylık ama hem zopasıyla adam da dövebiliyoruz diyen olursa...
-Lütfen, lütfen!

Bir de laboratuar kurmuş hayvanlar. neyi test ediyosunuz lan? Kılları aldı mı yerden yok sıvıyı nasıl çekti.

+olm bunu da temizler mi lan ?
-şarap mı döktün yere?
+heee
-siler olm rahat siler, sen biraz da mayonez dök
-peki abi

(Eğer bu yazıyı okuyorsanız bilin ki vileda geliştiricileri tarafından kaçırıldım... şaka la şaka)

11 Temmuz 2011 Pazartesi

Anlayana!..

Anlayana…

Siz hiç muhafazakar ve aşırı tepkili insanlarla tartıştınız mı? Evetse, bu kelimeye aşinalığınız vardır. “Anlayana…”

Özellikle dinî ve siyasî içerikli tartışmalarda, tonla tez sunun, kanıt gösterin, mantıklı çıkarımlarınız ve analizleriniz olsun, tartışmanız muhafazakar rakibin bir ayet-i kerimeye yol veren, içinde “oku da ibret al lan allahsız” sitemini barındıran bu kelimeyi yazmasıyla son bulur.

Anlayana ne lan?!

Sen minnacık beyninle ne anladın ki, bana neyi anlamamı öğütlüyorsun? Nedir bu özgüvenin kaynağı? Çok anlaşılır bir şey olsa yazdığın, yani genelgeçer kabulü olsa sunduğun argümanın, şu anda seninle tartışmak yerine “süphanallah kardeşim, ibretlik paylaşım” cümlesinde hemfikir olurduk öyle değil mi?

Bu argümanın şöyle de bir avantajı var rakip için, öyle bir yere bağlar ki tartışmayı, yıllardır bilim adamlarının cevaplamaya, çözmeye çalıştıkları “din mi bilim mi” sorusunda kilitler sizi ve tartışma biter. En azından benim için bitmiş olur, çünkü bir ayetle ya da hadisle vermeye çalıştığı cevap beyninin sınırlarının göstergesidir benim için.

Yine de…

“Allah’ım… Bilmiyorlar… Onları affet… Bilselerdi yapmazlardı.”
ANLAYANA!!!111!bir!!bir1


3 Temmuz 2011 Pazar

Tutulma!

Gece gece kalkıp küfrederek buzdolabından ilaç bulmak pek fena. Hem uykun var bu sebeple dikkat azalmış ve sırf bu aptal nedenden dolayı ayak serçe parmağını bi yere kesinlikle vurursun -en fenası kapı kenarı- kol ağrın yetmezmiş gibi. Ortalıkta jamel debbouze gibi geziyorum kol tutulması sebebiyle sekerek ki ayağı da dann diye çarptık kapıya -ama jamel debbouze ki kendisinin hastasıyız-

-kim lan bu düdük diyenlere kendisini hemen hatırlatayım, manavın neşeli çırağıdır kendisi-

-geri kalanı da filmin güzel sahnesinden hazır açmışken izleyin efennim-

Buzdolabına ulaşınca sorunlar da bitmiyor ki! Şimdi daha önemlisi ilaç seçimine geldi sıra merhem mi sürelim yoksa hap mı alalım. Benim gibi düdük insansanız "ağrı kesici almam ağbü bi beyinde ağrı merkezindeki yeri susuturuyo kolun gene ağrımaya devam ediyor sen farketmiyorsun" şeklinde düşünüp merhem seçeneğine yönelirsiniz. peki iyi ettiniz. Sıra geldi merhem özelliğine. Tiyokolşikosid vs antienflamatuvar mı? prospektüs okumayı seviyorsanız benim gibi ikisinin de bir saat içinde tam etki göstereceğini okumuşsunuzdur. -ooo bir de geçmesi için ağrının bir saat bekleyeceğiz yandık amk!- Hadi bunları geçtim bi kere soğuktur. Bi sür merhemi bi irkilirsin hıdıdıdıd diye. Gene benim gibi düdük bir bünyeye sahipseniz böyle küçük çılgınlıklardan zevk alıyor olabilirsiniz. Ama şu an hiç zevkli değil lakin kolumu koparsalar alın götürün sizin olsun besleyin onu derim. Merhemi sürdükten sonra tişörte bulaşmamasını istersiniz çünkü bi leke bırakır ve o leke hiç çıkmaz. Bunu özellikle yaptıklarına eminim.

-hacı merheme süper bi özellik buldum
+nedir abi?
-şimdi bu dallama sürdü ya merhemi
+eeee?
-öyle bi bileşim yapalım ki tişörtünde leke bıraksın ve hiç çıkmasın
+ne güzel düşünmüşsün lan okuduk biz 14 sene sırf merhem için onun da sevdiği tişört maffolsun amk kat içine lekesi çıkmayan bileşiği
-kattım abi. hehehehehe
(ben o yıl okuyup bi merhem yapsam ciddi böyle sorunlara yol açması için uğraşırdım bu sebeple bunlar da yapabilir yani)

Zaten bunları uyku sersemliği ile yaparsanız bi saate yakın sürecektir. o ara ilaç etki edip kolun rahatlayacaktır ya da klavyede elinin durduğu pozisyon tam ağrıyı hissetmeyecek biçimdedir. bi kaldırıp denersin aynı ağrı aynı yerde duruyordur. merhem bi boka yaramamıştır küfrederek gidersin atarsın 2 aspirin, kaparsın bilgisayarı blogu, vurur kafayı uyursun.
-merhem kullanmayın atın hapı geçsin hemen-