Ciddi manada takıntılarımın olabileceğini düşünüyorum, düşünmekle kalmayıp saçma saçma bunları düşünüyorum. Düşünsepşın bi yerde. Ama hacılar çok sinir bozucu lan. Özellikle ocak ve mutfak tezgahı arasındaki o boşluk! Bildiğin karadelik gibi. Nasıl çekiyor beni bi bilsen. Aynı şey duvar ve buzdolabının sırtı ikilisinde de geçerli. öyle manasız boşluk olur mu ya?
Tamam sen diyeceksin "olm onlar duvara zarar vermesin hava akımı olsun pek toz olmasın" falan diyeceksin ama arkadaş ben böyle boşluklara takılıyorum. Kaldırım taşlarını ilk döşediklerinde de o bir santimlik boşlukar aklımı alıyor benim. Hayır manyaklık bende olduğu için kafam rahat. Yoksa adamlar "lan şunu bi santim boşlukla döşeyelim bi gerizekalı çıkar buna kafayı takar" demeyeceğini biliyorum en azından, manyaklık bende.
Arabanın kapısı tam oturacak mesela. hoş bu sürüş güvenliği açısından da önemli tabi ama emin olmadığım zaman kapının tam kapanmadığına, tedirgin oluyorum. Fakat diğer yandan da sıcak havada dolmuş kapıyı açıp da gider ya, hah! onu zerre umursamıyorum.
Simetri takıntısı gibi de biraz sanırım bu.Hadi boşluğu ortadan kaldırdın diyelim gene bu tipsiz iki alet edevat artık her neyse gene bi milim de olsa boşluk kalıyor. Bu ne lan!
Bak aynı sorun zarflarda da var. tam yapışacak ağızı ya da hiç yapıştırmadan içine tam kıvrılacak.
Ama şu alemde tek olmadığımı gördüğüm zaman rahatladım. adam arabanın farları ile kaput arasındaki boşluğa takmış. harbiden de bakınca göze çarpmayacak, sinir bozmayacak gibi değil yav.
Son Dakika!
30 Eylül 2012 Pazar
3 Eylül 2012 Pazartesi
146
- Hatırladınız değil mi? -
Evin telefonu ha bire meşgul olur du ki akrabalar falan komple kıskanarak isyan ederdi "Sizin telefonda hep meşgul. Artık kimle konuşuyorsanız!" Zenginlerde 2 telefon hattı vardı. Biri internet için biri normal telefon için. Hey maaaaşallah! Anne baba içerden bağırırdı internetten çık telefon açacağım diye. bi de onları beklerdiniz geri bağlanmak için.
Bizler bi grubun ya da şarkıcının diskografilerini torrentden 4 dakikada
çekmeyi bırak, albüm bile değil bir şarkının inmesini 2 saat beklerdik
(abartmıyorum) Bu gün halen download edilen dosyaya iyi iniyor mu bu ya (!) diye bakıyorsak bu yüzdendir.
Sonra bişi oldu "napster" diye bişey oldu bi gün. Bi baktık ki abavv la bütün şarkılar orda! bi şarkı atıcam bak diye flört edilirdi o zaman. Tabi bide bunun icq başında kız bekleyen adam vardı ki ne maaşları faturaya yatırmıştır. Korsanın korsan olduğu günler tabi. Sonra zaten matalika dava açtı falan uçuruldu bu alemden. Eski tadı kalmadı ortamların.
Tabi herşey bu kadar güzel değildi (güzelliğe bak) bi mp3 ya da görüntü indirdiğinizde açardınız ve beklerdiniz. (evet makinalar o kadar hızlı değildi ama bu işde bi terslik vardı) trainer dediğimiz şeylere denk gelirdiniz, formattan başka çare kalmazdı size. Bu sebeple bu nesil bilgisayara format denilen olaya iyi para yedirtmiştir, iyi para da kazanmıştır. Pop-uplar vardı birde. internet explorer5 günleriydi. Bi sayfaya girince dan diye 67 sayfa açırlır ve orada ölürdünüz
Bilgisayar teknolojisi de pek saçmaydı zamanında. Ucuz iyi ekran kartı peşinde koşmaktan, pentium 3 makina toplatacam diye övüne övüne gezmekten, dandik ya da bulunmayan bi kart varsa makinanızda sürücüsünü bulmak için kervanlarla günlerce arayanları toplarsan dünyanın çevresini rahat 4 kere dolaşırsın.
Saçma dandik zor ve çok güzel günlerdi lan ama. Bu günlere gelene kadar neler çektik. Şimdiki nesil internete adapte oldu. Bane'in dediği gibi. Biz onunla birlikte o cehennemde doğduk.
- Ah, you think darkness is your ally. You've merely adapted the dark. I was born in it, molded by it. I didn't see the light until I was a man and by then it was only blinding! -
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)