Son Dakika!

biz bi' ara üşenmeyip harekete geçebilirsek bir şeyler bir şeyler yapacaz bloga. kaming suun.

16 Nisan 2011 Cumartesi

Çeşitli Doğumgünlerinde Jeraldin'e Öğütler...


Çeşitli Doğumgünlerinde Jeraldin'e Öğütler
                                               - Bob Dylan
hizada dur, uygun adımda. insanlar
korkarlar birisinden -eğer o
aynı adımda değilse kendileriyle. bu onları
salak durumuna sokar
uygun adım yürüdüklerinden. ve hatta
karıştırır akıllarını, sanırlar ki
kendileri yanlış yürümekte. koşma
ve bitiş çizgisini geçme. eğer gidersen 
çok uzaklara, herhangi bir yöne,
seni gözden kaybederler. tehlikede
hissederler. kendilerinin, geçip giden şeyin
bir parçası olmadığını düşünüp,
sanırlar ki oralarda biryerlerde
bilmedikleri bir şeyler oluyor. kin
birikir. düşünmeye başlarlar

senden nasıl kurtulacaklarını. kibar ol
onlara karşı. olmazsan eğer,
kişisel algılarlar. doğrudan
gözgöze ilişkiye geçtiğinde
saklama ne kadar ihtiyaç duyduğunu
onlara. eğer hissederlerse
onlara muhtaç olmadığını,
ilk yapacakları şey
senin ihtiyaç duymanı sağlamaya
çalışmaktır. eğer bu olmazsa,
anlatacaklar sana, seni
ne kadar istemediklerini.
adın belirmeye başlayacak
bir takım çevrelerde, insanların toplanıp
istemedikleri tüm insanları konuştukları
yerlerde. bu şekilde başlayacaksın
ünlenmeye. her ne kadar bu
istemediğin insanları toplasa da ilk adımda
sonrası daha da çılgınca:
tümüyle konusu olmaya başlarsın
söyleşilerin. gerek yok ya söylemeye,
bu insanlar -yani seni istemeyenler-
nefret etmeye başlarlar kendilerinden
seni konuşmak zorunda kaldıklarından.
ve ardından sen -kendin başlarsın
nefret etmeye kendinden
bunca nefretin kaynağı olduğundan.
görebileceğin gibi bunlar,
ama hepsi, bir büyük patlamayla biter.
asla güvenme yağmurluklu bir polise.
istendiği zaman kendini iyice tanımlaman,
anlat tam bir matematikçi olduğunu.
söyleme hiçbir şey, ya da yapma
önünde duran ve seyreden adam
anlayamayacaksa, sanki
onun bilmediği bir şeyler biliyorsun
sanacaktır. ciddi bir hakaret
olarak alacaktır bunu. hayret veren bir hızda
tepki verip, adını yazacaktır bir kenara.
onun dilinden konuş. eğer deyimlerinin
modası geçmiş ve sen
bunları çoktan aşmışsan, daha
kolaydır geri dönmek o çağlara. netlikle
anlayabileceği şeylerden konuş. basit
söyle ki konuşmayı sürdürebilesin. dinledikten sonra,
seni iyi ya da kötü diye sınıflandırabilir. herkes
bunu yapacaktır. bazıları için yalnızca
iyi ve kötü vardır. her durumda, bu iş
ona biraz olsun önemliymiş hissi verecektir.
daha iyisi uzak durmaktır
bu insanlardan. dikkatli ol
coşkularına karşı... bunlar anlıktır
ve yakanı bırakmaz. sorulduğunda
kiliseye gider misin diye, her zaman
"evet" de, asla ayaklarına bakma. ne zaman
sorulsa ne düşündüğün, gene autry söylerken
"sağanak yağmurlar yağacak" parçasını, de ki
hiç kimse söyleyemez onu
peter, paul ve mary gibi. başkanın adı
anıldığında, bir tabak yoğurt ye
ve erkenden uyu... sorulduğunda
komünist misin diye, "güzelim amerika" 
şarkısını söyle, italyan aksanıyla. döv
en yakın çöpçüyü. eğer şansa çıplak
yakalanırsan duran bir arabada, hızla
radyoyu aç, en güçlü sesiyle ve
sürüyormuş gibi yap. asla bırakma evini
bir kavanoz fıstık ezmesiz. giyme
uyumlu çoraplar. 100 şınav çekmeni istediklerinde
hemen bir şişe koku sürün.
kapitalist misin diye sorsalar, yırtıp
gömleğini, aç bağrını ve
"üç kuruşsuz yaşayabilir misin be birader" şarkısını
söyle -sağ ayağını ileri atarken
kağıt para çiğneyerek.
hiçbir noktalı çizgiyi imzalama. insanları
eleştiren ama başka hiçbir şey yapmayanları
eleştirme tuzağına düşme.
hiçbir şey yaratma, yanlış
anlaşılır. bu değişmeyecektir,
ve seni izleyecektir
yaşamının sonuna dek. ne yaparsın
bir hayat için diye sorsalar
ben gülerim bir hayata demelisin. intihar
ederim eğer bana iyi davranmazsan
diyenlere güvenme. dünya sorunlarını
sahipleniyor musun diye sorulduğunda,
bunu soranın gözlerine bak, derin derin;
tekrar sormayacaktır. ne zaman sorulsa
hapse düştün mü diye, övünerek açıkla
en yakın dostlarının da bunu sorduğunu.
üzerine yazılmamış hela duvarlarından sakın.
kendine doğru bakman istendiğinde.... asla bakma. ve
ne zaman asıl ismini sorsalar.... asla söyleme.

Çeviri: Adnan Kurt
Bir Laboratuvar Romansı, Haziran 2000.

www.altkitap.com