Dünyanın en gereksiz faaliyetleri listesini yapmaya kalkışsam -olmaz diye bir şey yok, aklıma takılır bir gün onu da yaparım- spor müsabakaları listenin ilk üçünde yer alır.
Tamamiyle gereksiz, komple mantıksız!
Takım halinde, aynı anda yarışılan karşılaşmaları anlarım, amenna. Onları bir şekilde bir mantık kılıfına sokarız; paslaşıyorlar, organize oluyorlar, hücum ediyorlar... Bir seyir keyfi vaad ediyorlar size.
Peki ya olimpiyat?
Mantığı, amacı nedir ha hacı?!
Neyi göstermeye çalışıyorlar?
En normal olmayan insan kim sorusuna mı cevap arıyorlar?
Durup dururken 5000 metre koşan insanın normal olmadığı açıkça ortada, 100 metreyi de 10-11 saniye civarında koşan adamlar da insan olamaz zaten.
Yüzme de mantıksız; kulaç ata ata kas yapmış abiler, ablalar değişik stillerde yüzüyorlar, daha seri kulaç atan kazanıyor. Tüm olay bu! Çalışmış çabalamış, bir sene boyunca her gün idman yapmış, yediğine-içtiğine dikkat etmiş, diğer yüzücüleri geçmiş; bundan banane, sanane? "Üç tarafımız denizle çevrili ama yüzmede başarımız yok" serzenişlerini her fırsatta kullanan köşe yazarlarını da anlamakta güçlük çekiyorum. Faaliyet başlı başına gereksiz ve mantıksız, neden bu mantıksızlığı sorgulamak yerine başarı peşinde koşuyorlar ki?
Milyonlarca lira, dolar, avro harcanıyor bu organizasyonlara, bize giren bizden çıkan bu hacı! Ben bunu bilirim!
Tamamiyle gereksiz, komple mantıksız!
Takım halinde, aynı anda yarışılan karşılaşmaları anlarım, amenna. Onları bir şekilde bir mantık kılıfına sokarız; paslaşıyorlar, organize oluyorlar, hücum ediyorlar... Bir seyir keyfi vaad ediyorlar size.
Peki ya olimpiyat?
Mantığı, amacı nedir ha hacı?!
Neyi göstermeye çalışıyorlar?
En normal olmayan insan kim sorusuna mı cevap arıyorlar?
Durup dururken 5000 metre koşan insanın normal olmadığı açıkça ortada, 100 metreyi de 10-11 saniye civarında koşan adamlar da insan olamaz zaten.
Yüzme de mantıksız; kulaç ata ata kas yapmış abiler, ablalar değişik stillerde yüzüyorlar, daha seri kulaç atan kazanıyor. Tüm olay bu! Çalışmış çabalamış, bir sene boyunca her gün idman yapmış, yediğine-içtiğine dikkat etmiş, diğer yüzücüleri geçmiş; bundan banane, sanane? "Üç tarafımız denizle çevrili ama yüzmede başarımız yok" serzenişlerini her fırsatta kullanan köşe yazarlarını da anlamakta güçlük çekiyorum. Faaliyet başlı başına gereksiz ve mantıksız, neden bu mantıksızlığı sorgulamak yerine başarı peşinde koşuyorlar ki?
Kayakla uzun atlama diye bir şey var mesela...
Sporcunun teki kuleye çıkıyor, işaretle birlikte salıyor kendisini aşağıya, hoooop uçuyor, saniyeler sonra yere konuyor. Alkış kıyamet... Eeee, sonra? Sonrası yok, bir başka sporcu aynısını tekrarlıyor, sonra bir diğeri. Adrenalin desen, sadece sporcuda... Heyecan, ha keza. Bana ne, sana ne?!
Halter kaldırmak da anlamsız değil mi? Halterci kas yapıyor ve 200 kg kaldırıyorsa -ki asıl soru neden?- bundan banane, sanane?
En hızlı koşan adam bizim vatandaşımız, en iyi yüzen adam bizim ülkede oturuyor, en ağır diskleri kaldıran adam bu toprakların ekinlerinden yapılan ekmeği yedi layyn saçmalığı nedir yahu? Olimpiyat, ülkelerin en uzağa kim işer türünde bir kapışmasıdır desem yanlış mıyım?
Milyonlarca lira, dolar, avro harcanıyor bu organizasyonlara, bize giren bizden çıkan bu hacı! Ben bunu bilirim!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder