Son Dakika!

biz bi' ara üşenmeyip harekete geçebilirsek bir şeyler bir şeyler yapacaz bloga. kaming suun.

28 Temmuz 2012 Cumartesi

Pazarlık Yapmamak Kerizlik midir?

   -Seyirlik oyuna dönmüş bir kurban pazarlığı-


Pazarlık diye bir şey var sevgili okur. Çoğu insanın bu konuda iyi olmakla övündüğü bir şey bu ve maalesef ben bu işte de iyi değilim. Lügatimde pazarlık diye bir kavram yok. Çok param olduğundan, bu parayı nereye harcayacağımı bilmediğimden değil; pazarlığın bir nevi satıcı-alıcı arasında yalana dayalı gizli bir sözleşme olmasına benim tavrım. İzah etmeye geçmeden önce fikirlerini çok değerli bulduğum Bertrand Russell'ın, beni etkileyen kitabı Sorgulayan Denemeler (Sceptical Essays) adlı eserinden bir alıntı yapmama müsaade edin:

'' İlk-dönem Quaker*'lerden bazı dükkan sahipleri, başkalarının sürekli olarak yaptığı gibi her müşteriyle pazarlık etmek yerine, sattıkları mallar için kabul edebilecekleri en düşük miktardan daha çok para istememe yolunu tutmuşlardır. Bu kararı almalarının nedeni, razı olduklarından çok para istemeyi yalan söylemek saymalarıydı. Ancak müşteriye sağlanan bu kolaylık öylesine büyüktü ki herkes onların dükkanlarına koştu; sonuçta zengin oldular.''
(Ne güzel değil mi?)

***

Kanıksanmış yanlışlardan biridir bence pazarlık; satıcının da alıcının da yalan üstüne yalan söylediği, kıran kırana geçen saçma çabadan başka bir şey değildir. Satıcı ürünün gelişini hesaplar -ki hiç kimse hesap makinesini bu denli ustaca kullanmaz-, alıcı aynı ürünü çok daha ucuza bulduğunu iddia eder falan. Ancak aynı kişiler dürüst olmak, yalanı ayıplamak, asla ve asla çıkarcı olmamak gibi hasletlere de sahiptirler aynı zamanda, ki bu büyük tezattır yapılan eylemle kıyaslandığında. Öyle değil mi?

Aynı ürünü benden daha iyi pazarlık yapan kişi X liraya alırken, benim pazarlık yapmayı ayıp saymam dolayısıyla (mesela) X+10 liraya almam, beni keriz müşteri pozisyonuna sokar; işte beni alışverişten soğutan da budur!

***
Bir alışveriş sonrası olası düşünceler:

Satıcı: Haha, kazıkladım enayiyi. 10 lira verse de kabul edecektim, 20 liraya iyi kakaladım kerize.

Alıcı: 30 lira istedi başta, 20 liraya iyi aldık la!



*Quakerlar: 17. yüzyıl ortalarında kurulan, savaşa ve askerliğe karşı, hıristiyan oldukları halde kiliseye gitmeyen, dostlar derneği üyeleri.