Son Dakika!

biz bi' ara üşenmeyip harekete geçebilirsek bir şeyler bir şeyler yapacaz bloga. kaming suun.

26 Ağustos 2011 Cuma

Bezgin

Efennim ilhan iremi bilirsiniz. bazılarınız sever bazılarınız tapar bazılarınız aaa sazlıklı şarkıyı söyleyen adam değil mi diye bilir ama bilirsiniz de mi. eveet. neysem bilmeniz sorun değil lakin bu gün kendisinin bir plağını ve yaptığı şaheserleri aktaracağım size ki siz de bilin lakin pek güzel efennim.
(elinde pikap, plak gerekli takım taklavak olmadan gayet lavukça bir incelemede bulunan tek adam da benimdir, bu da ayrıca bi saçmalık unsuru olarak cebinizde bulunsun, genç adamsınız lazım olur)

Efennim plak 1981 tarihli. yani pop döneminin hafif arabesk esintilerle dolduğu, ki dolmak zorunda olduğu -yoksa satmıyordu- ibrahim tatlısesin buda geçer , seni yakacaklar gibi klasikleri, orhan gencebayın müjde ar ile feryada gücüm yok filmi (ki ayrı bi inceleme konusudur orhan gencebay filmleri) müslüm babanın ise bu iki olayı birbirine harmanlayıp itirazım var filmini çekmesi (evet bu dönem hep şarkılara filmler çekildi), mutlu ol yeter albümünü çıkartması (ulen daha ne olsun mis gibi damar dönem aslında) ama ilhan irem de pek öyle şimdiki gibi esrarlı değil hafif bi o ilhan irem spritüellliği şarkı sözlerinde, gençlik ilhan irem dönemi sonu tam manasıyla kapağında david bowie'ye benzerliği ile dikkati çeken albümü ya da lp'si "Bezgin" efennim.

alümün kabı, tasarımı tam arabesk döneme uygun. ilhan irem salonda halının üstünde bir yorgunluk edası ile çömmüş ama hafif de bi mutluluk var gibi ama yok gibide(lan mona liza gibim) yerde viskisi açık, sürahide. İnce adamdır ilhan irem öyle dağ taş yerinden oynatmaz orhan gencebay gibi. ama bi laf söyler yerinde oturur ağlarsın nidasına sahip, yanında samsun 216 -tahminen içinden bi kaç tane içilmiş, ki zamanın en kral sigarası, kabadayı filminde şener şenin sigarası, tam manası ile manyağı olduğumuz behzat ç.'nin sigarasıdır ayrıca (ki rivayete, şehir efsanesine göre müslüm gürsesin filimlerinde tek içtiği sigara) namının yürüdüğü yollarda da kamyoncu sigarası - ve fark ettiysen çakmak değil kibrit. fark ettiysen tam bir arabesk kapak ama baba o dönemdeki gibi sadece vesikalık poz vermemiş bir ambiyans yaratmış. bu albümü böyle dinleyeceksin diyor sanki.



şarkılara gelirsek efennim şöyle bir liste bizi karşılıyor
(plak 33'lüktür bu arada)
(ve tek şarkı geçmeden, tüm şarkıların dinlendiği albümlerden)

A1 * Bezgin
A2 * Yolgeçen hanı
A3 * Çöküntü
A4 * Ölmüş içimde hasret
A5 * Olanlar olmuş
-
B1 * Yemyeşil bir deniz
B2 * Yorgun argın
B3 * Ne diyorsun?
B4 * Ben değilim
B5 * Saçların sarmaşıktır

Albümü dinlemeye başladığınızda damardan bezgin ile karşılaşıyorsunuz. tam bi arabesk hava ilhan iremin o gizemli havası bi müslüm tarzında, kelimenin tam manası ile rakılık bir şarkı. ardından gelen yolgeçen hanı biraz yumuşatıyor ortalığı türkçe sözlü hafifi müzik derler ya işte tam bir örneği bu efennim. ama o kadar da bi arabeskten ödün yok şarkıda halen sağlam. ardından çöküntü ile bi tanju okan havasında hafif rakınızı içmeye geri dönebilirsiniz. zaten ardından gelecek olan ölmüş içimde hasret ile dubleniz bitecektir. olanlar olmuş ise tam bir ilhan irem şarkısı bunda ise içtiğiniz rakının kafasını yaşamaya devam edin efennim.

arka yüze geldiğimizde ise sizi kafadan Yemyeşil bir deniz karşılıyor ki bu şarkı sizi 2 duble götürür hiç acımaz. birinci arabesk klasiği bezginle başladıysa bu da lpdeki birinciliği paylaşan parçadır. Ama sevdiceğiniz karşısında böyle şarkıyı söyler gibi yapıp hemde şarkıda geçen sözleri ellerinizle anlatarak söylerseniz hem rakıyı hızlı içtiniz manasına gelmektedir ama sevdicek de karşıdayken ne güzel olur bu şarkı öyle böyle değil (sevdiceğinizin göz rengine takılmayın. o an onun gözleri size şarkıda aman yeşil yok siyah vay efennim kahverengi falan hiiiç fark etmeyecektir) ardından yorgun argın ile tam bir türk sanat musikisi ile durulacaksınız bu ara mezenizden alın biraz, sohbet edin masadakilerle. ne diyorsun 'u duyunca zaten bi oy çekersiniz. bu hafif durudrudun birşeyler söylemden dinlediğin şarkılardan.

"kalsada bir tek nefes, senden beklenen bir ses
susma öyle n'olursun, ne diyorsun?"

rakını yenile sırada ben değilim adlı albümün en damarlar şarkılarından biri daha var.

"Hayır, ben değilim ben olamam yanındaki
hayır, ben değilim yanıbaşındaki...
böylesine dopdoluyken bugün gözlerim
nasıl da gülmüşüm şu resimlerdeki gibi..."
-fark ettiysen birşey yazamadım bu şarkı fena kor, oturursun aşşağı-

glorya geynır ablanın bir eseri olan ay vil sörvayv vardır hani. hatırladın? hepberaber koro şeklinde söylenir böyle. masadaki biri bile bu şarkıyı biliyorsa paslaşa paslaşa ya da koro halinde söylenir, pek de zevklidir. şarının girişinde bi gök gürlemesi i yağmur sesi bi kuş sesi ile gecenin sonu geldi bak son şarkı tadını çıkar der gibidir. baba zaten başlar şarkıya sonra

"saçların sarmaşıklar
daldan dala uzanan
uçuyorum dallarda
başımda sonsuz zaman

bilmeden yeşilliğine
düşmüş bir damlayım ben
tüm dünyanın kökünde
her şeyin kaynağı sen"


Lp'yi bitirdiğinizde alıp kabına koyarken bi arka kapağa bakın. Albüm bitmiş ilhan irem gitmiş, notalar dağılmış, sigara bitmiş küllük dolmuş ve sürahi boşalmıştır...

18 Ağustos 2011 Perşembe

Erman İnsanın Kendine Yakışanı Giymesidir!

Ne diyor la bu gudik diyebilirsiniz efennim ki diyin zaten gudiklik bizim işimiz, ekmek kapımız.
Mesela gözlük almaya gidersin sorarsın bi yakışmış mı diye sana derler ki hemen yakışmış.
Kıyafet alırsın tezgahtar sana 3beden dar ceket için çok yakışıyor der.
Ayakkabı alırsın adam abi bunun kalıbı büyük ya olur sana bu diye 2 numara küçük ayakkabıyı dayar.

Ulen niye böyle şey yapıyorsun? olmamışsa olmadı de ne pisliğine böyle diyorsun elindekileri satmak için? Ondan sonrada düdük gibi giyinip geziyoruz ortalıkta.
Birisi birşey dediği anda da (içten içe biz de hissediyoruz olmadığını düdük gibi olduğunu,bu sebeple savunma senaryoları hazırlıyoruz "olm bu sınırlı sayıda üretilmiş bi tek guatamala ve şili de var!" diye-aslına bakarsan bu savunma senaryoları daha komik. Çok güzel şeyler uydurabiliyorsun bu sebeple kendi uydurduğuna da kendin kanıp evet kesin böyledir abi diye geziyorsun ortalıkta düdük gibi.


ibretlik toroğlu kaynak gözlüğü. -kaynak gözlüğü değil! italyadan aldım!

Hatırlarsınız ortalıkta erman toroğlu bi ara kaynak gözlüğü gibi bi gözlükle gezdi. Sonrasında ortamlarda konu olduğunu fark edince "italyadan ilk ben aldım bunu yeaa" diye açıklamalarda bulundu. Fark ettiysen birebir uyuyor anlattığımla. Ama bazı adamlar ablalar da var ki ne giyse ne taksa yakışıyor, (bir deydid buvi mesela) onlarda ne giyse ne taksa duruyor. ama bizim gibi dombililerde özellikle, kazın ayağı pek de öyle değil. herkesin istediğini giyince olduğu ünlerde aradığınız bulüzün pantulun ayyakabın istediğiniz numerosunu bedenini bulduğunuz günler dileği ile esen kalın.

15 Ağustos 2011 Pazartesi

Şezlong


-ibretlik sahil manzarası 1-

Efennim herkese bol güneşli günlee. Bilirsiniz otellerde yer kapmaca oyunu pek populerdir. Daha havuzlu ve ya kendi kumsalı olan bir villa yapamadığım için buradayız. Burada insanların hobisi şezlong kapmak. Sabah 6da uyanıp kumsala gelip şezlonglara havluları bırakıp kaçıyıorlar, havuz için de bu geçerli. Siz de bu kurala uyup kalkıp zabahın köründe mesaiye başlıyorsunuz. tabi bu tatilde çekilmez bir durum halini alıyor herşeyin en iyisi bende olsun diyen almanla ben burdan da denize girerim diyen ingilizler biribirine karışınca size yer kalımıyor zaten amk! ondan zabahın körü kalkıyorsun zaten. neyse ama gün içinde deiz sefası yaparak bu derdini unutuyorsun.Benim anlamakta güçlük çekiğim şey şu. ulen hem havuzda hem de denizde niye yer tutuyorsun? otel yazmış zaten saat 8 den önce havlu koyulması yasaktır diye toplasam şimdi ben tüm havluları atsam denize? illa bi sinirlendiriyorsunuz adamı. şurda stres atam mis gibim olam diye geldim. internet yok. lobide size müşteriler için(misafirleri(!)) ayrılmış olan dandik makinayla bağlanıyorsun falan filan. allahtan boşta bi modem tutuyorlar bişi için ama ne için çözemedim bağladım makinayı oh mis netime kavuştum. bunun yanında bira vodka ve rakının da gece 12e kadar serbest oluşu ile bu otel parasını içeceklerden çıkartabileceğimi umuyorum. Ben denize kaçıyorum hocular. yazının altına üstüne uğruna savaşlar verilen sahlin capslerini koydum kendinize iyi bakın.


-ibretlik sahil caps 2-

5 Ağustos 2011 Cuma

Ev Tadilatı!

Efennim tekrardan merhabalar evde tadilat vardı, sonunda bitti ve gene burda anlamsızca yazıyorum. Yapı marketi gezmek bizim bi hobimiz. (Ben en çok el aletleri ve tahta bölümünü seviyorum) Bu hobinin eyleme koyulmuş hali ise tadilat! Biliyorsunuz ata sporumuz ev tadilatı. Yaz oldu mu evlerin önünde beyaz beyaz çuvallar dolar. Bu daha çok "burda inşaat var" bayrağı gibi bir işaret. Evet burda tadilat var diye düşünüp, dışardan hangi ev olduğunu tahmin etmece oynu oynamayı pek seviyorlar.

Efennim tadilat dediğinz şey aslında bir rahat batması, düşmanınıza beddua türü "EVİNE USTA GİRSİN EMİİİİ!" yapı marketlerde gezerken "şöyle olsa ya banyo" düşünüşünün ete kemiğe bürünmüş hali. Öyle bir şey ki sizi insanlıktan çıkartıyor efennim. siz siz olun akıl karı değil bu iş. Ha sonunda süfer bir eve sahip oluyorsunuz ama harbiden çekilecek iş değil.

Bölüm Bir; "Bu yaz banyoyu yenileyelim ne dersin?"

Tabi bu sıkıntılı durum en başta "evi mimara mı versek" ile "fayans ustası yarın, tesisatcı öbür gün, yeni dolaplar şu gün geliyor" şekinde sizi ajandayla alacaklı bakkal gibi gezdirme durumu arasında gidip götürecektir. Hem ekonomik hem de istediğimiz gibi olsun seçeneği ile ustaya yönelirsiniz. Bütün ustalarla bir gün kararlaştırılır ev o güne kadar bu kadar usta görmemiştir -siz de öyle- hepsi metreleriyle gelir evi cart curt ölçer sonrasında o zaman şu gün başlayalım diye karar alır ve dağılırsınız.

Bölüm İki; "Usta burası tam oturmadı"


-temsili fayans ustası-

tadilata başlanılır ev bi güzel nüfusundan arındırılır eşyalar def edilir ev bomboştur bu sevinçle aykkaplarla usla gelene kadar top oynanılır yankı yapılır zaten sonra da usta gelir. şu şu şu yapılacak denilir gerekli aletler edinilir ev dann diye kırılır (bildiğin balyozla evet) sonra da temizlenir molozdan. Ki burada sizi bir el arabası niyetine kullanırlar amele sektöründe kariyer basamaklarını bu iş ile çok hızlı çıkabilirsiniz. Molozlar gittikten sonra tesisatcı gelir boruları döşer, alenktirinkçi gelir o da döşer kablosunu gider. siz de evin içinde tam manası ile harfiyat yapma ile çimento kararsınız. bi güzel yerlere dağıtılır bi gün kadar beklemen lazımdır ki tam kurusun . İşte o bir kuruma gününde "ne kadar çok saat varmış bi günde" düşüncesi belirir. Yatar dinlenir uyursun akşam içersin sabaha iş vardır fayanslara başalrsın döşersin bi kaç gün geçer kurumaya bırakırsın çok değişik terimler uydurursun sarı renge yeşil, maviye kırmızı, tornavidaya balyoz, matkaba hızar dersin ve bunu ustalar anlar çok değişik bi muhabbetiniz olmuştur.

Bölüm Üç; "İstediğiniz renk ne renk?"


-temsili boyacılar-

Ev tam olarak bitmedi daha kabası bitti. daha badana boya işi var. odana uygun renk eve uygun renk şuna uyumlu olsun buna uysun şöyle olsun böyle olsun diye bi ton fikir geçer kafandan sonunda ammaaan bu olsun diyip çıakrsın. lakin boya tonları isimleri de pek değişmiş. "Osmanlı pembesi" "Ayçiçeği turuncusu" "Sahil kumu" "Buz mavisi" bizim kullandığımız renk tonları. tabi bunun dışında milyon seçenek var kadınlara özel renkler (özel olmasının nedeni bir erkeğe göre bunlar sadece iki heceli anlamsız kelime. bi erkeğe dore derseniz o size ne notası diye bakar olmadı mi fa sol la si do diye devam ettirir) dore lila lame ve daha aklıma gelmeyen iki heceliler! bu sene pek popüler! boyacınız işi biliyosa 3 günde 2 günde bitirir çıkar efennim bir de siz tavanları hallederseniz, kombine çalışırsanız 2 günde kompil ev balkonlar falan heryer bitiyor. (yazarken yoruldum la)

Bölüm Dört "Temizlikçi kaçta gelecek?"

Bu kadar iş olur da pislik çıkmaz mı? Sürüsüyle hemde. Çalıştığınız süre içinde ulan bizim evden bu kadar çöb nasıl çıktı diye düşünürsünüz. Tam işler bitti oh be derken yattığınızda aklınıza gelir yarın karga bokunu yemeden temizlikçi ordusu evi saracak! ve bu sadece daha kaba temizlik diye tabir ettiğimiz olaydır. Kabasını incesini yapalım bitsin gidelim yok kabası yapılacak.neyse yarın olur uyanırsın 6 da dinlenmeden temizlikçi gelir saat 10 da! ulan hani demiştin 7 de gelecem diye yav bişiler bişiler olmuşmuş derken peki peki hadi o zaman diye yollarsın temizlikçin sürekli şikayet edecek şaşırma! ayy bu ne toz bu ne pislik ayyy oyyy diye. e birader seni biz temizlik için bu yüzden çağırdık hani evet toz hani bu daha çok senin işin pis falan hani. temizleyeceksin temiz olcak. neyse gün sonuna doğru bu da biter ve siz de bitersiniz efennim.


-temsili ev güzel oldu ama gitti paralar bir de yorulduk pek akıllıca iş evet-

dahası da var dahası çoook var daha. eşyaların geri gelişi bazılarının çöpe atılıp yavv onu niye attınız feryatları temizlikçi yanlışlıkla ayakkabı poşetini atmıştır, bi ton ayyakap çöpe gitmiştir ona yanarsın falan filanla 2 gün daha geçer ve sonunda yenilenmiş evine alışırsın.

komşu faktörü ise ayrı bi dert! bütüm bölümlerde gelip size nasıl oldu yeaaa diye sorup ayy keşkem böyle yapaymışınız daha güzel olurmuş diyip ağızlarına kürekle vurdurmak ister bunlar. ulan ev benim fayans benim istediğim gibi döşetirim sağaaa ne?. bitince de ay ne güzel olmuş diye gelirler. hey allam yeleppim yeaa!

Ha bu kadar işin sonunda değdi mi? -evet pek güzel oluyo olm ev. benden tavsiye evin eski halinin bi fotoğrafını çekin bir de yeni halini çekin karşılaştırın. baya bi şaşırma gözleniyor ev halkında.

3 Ağustos 2011 Çarşamba

1 Milyon Dolar Kazanmak İster misiniz? O Halde Hank'le Tanışmalısınız!




Merhaba, sizi bizimle birlikte gidip Hank'in elini öpmeye davet ediyoruz. Eğer Hank'in elini öperseniz, size 1 milyon dolar verecek; eğer öpmezseniz sizi eşek sudan gelinceye kadar dövecek.
Sen haklıysan ben bir şey kaybetmeyeceğim, ama ben haklıysam sen 1 milyon dolar kaybedeceksin!...