Son Dakika!

biz bi' ara üşenmeyip harekete geçebilirsek bir şeyler bir şeyler yapacaz bloga. kaming suun.

27 Mayıs 2010 Perşembe

"Bye- Bye" Minton

Efennim bu gün çok hüzünlüyüm. öyle böyle değil ama bu hüzüntü (aboo tuna kiremitçi gibi kelimeler kullanmaya başladı) empeüç playerimi yitirdim efendiler heeeeeey heeey. o ki bana babalar gibi 1 sene dayanmış, hiç gıkı çıkmadan 2 cigabaytıyla ne koyduysam dan diye çalmış, yağmurda ıslansa da naz etmeden dan dun şarkıları çalmış, en sıkkın anlarda beni neşelendirmiş, kapanırken bile nezaketinden hiç bir ödün vermeden "bye-bye" ını eksik etmemiş bir koçtu bir cengaver yiğitdi bir civanım delikanlıydı.



ama geçen gün kendisini kaybettim efennim. Tam metroya bindim hadi bi empeüç dinleyeyimde neşeleneyim diye çalıştırdım ki kendisini daaan diye takıldı. Herzamanki gibi pili bitmiştir diye pili değiştirdim hiç ses etmedi hemen orada bi iki salladıysam da hiç bişi kar etmedi ve çalışmadı efennim. Dedim ki tüm piller bitmiştir yoksa benim empeüçüm çalar yapmaz bana öyle şeyler ve eve bir hışımla gelip en baba duraselleri takıp tekrar denedim ve sonuç hüsrandı sayın okuyucularım. Sen koca minton empeüç çalar ses etme. Sonrasında her insan gibi ne var lan senin içinde de bu kadar sessizsin kujum diyerek açtım içini ki ne göreyim "ali ses çipi".





bildiğin ali yazıyor. dedim ki ali fuat silsüpür adlı ve soy adlı arkadaşımdan örnek alarak 2 biraya yatırırım bişiciği kalmaz geçer dedim ve son denetlemelerini yapıp iyice gittiğinden emin olunca kendisini biraya yatırdım huzurlu ve uzun yolculuğu için. kendisine veda vakti bulamadım eve gelirken ve son anına kadar komadaydı. bi kere açılsaydı ben onu düzeltmezmiydim bir komadan çıksaydı keşkem. ah keşkem keşkem...








kendisine bu teknoloji fışkıran ortamdan demek istediğim bir kaç söz var efennim.

mintoncum hakkımı helal ediyorum. evet ilk başlarda radyon olmadığı için pek hoşlanmamıştım senden ama sonra fark ettim ki sen süper bi empeüç pıleyırmışsın. bu kızgınlıklarım için senden ve seni üreten capon teknolojisinden özür diliyorum hakkını helal et canım benim ben ediyorum sana. bedenini ikindiye mütakıp yakacağım isteyenler benim pencereye gelip izleyebilir. yerini ise bir süre telefonum ve sonrasında da kendini beğenmiş bir oblio empeüç pıleyır aldı.



Telefonumu bilirsin sen. pek de iyi anlaşıyordunuz ama bu oblio öyle değil pek bi kavgacı. kendisini bende pek sevmedim şarkıları geçerken bi iki saniye fade in fade out yaparak çalıyor. ve menüsü gerçekten çok dandik ve karman çorman. senin sadeliğin ve güzelliğin yok :/ kendine iyi bak mintoncuğum. yakın bi vakitte kardeşlerinden bir tanesine ulaşmaya çalışacağım ve satılıyorsa da alacağım hiç merak etme sen. bu güne kadar bana dinlettiğin empeüçler için sağol dostum.
"bye-bye"

24 Mayıs 2010 Pazartesi

Süperstar

Efennim size bir güzelleme hakkından bahsedeceğim bu gün. güzellememizin adı ajda pekkan ve onun süperstar serisi. 4 albümden oluşmakta olan bu süper seri en hit en kült ve de en güzel ajpa şarkılarını içermekte. ki daha keşfedilmemiş olması aslında beni mutlu ediyor bir bakıma. seviyorum öyle heryerde çalınmamasını şarkılarımın. neysem efennim uzatmadan konuyu size tanıtmak istediğim albümlere geçiyorum.

Süperstar 1 (1977)

Bu albümde;
Yeni Bir Gun Doğdu Bize
Baksana Talihe
Anlamadim Gitti
Hancı
Gozunaydın
Daha Neler
Kendi Kendimle Ben
Veda Etmem
Kim Ne Derse Desin
Mediterrane

Şarkıları bulunmakta beraber tahmin ettiğiniz gibi baksana talihe, anlamadım gitti, kim ne derse desin, gözünaydın adlı hitleri barındırmakta (ki nerdeyse tüm şarkılar geçilmeden rahatca yormadan dinlenilmekte ) bunlara ek olarak hancı da tanju okan hediyesi olarak bulunmakta fransızcanızı geliştirmek isterseniz de mediterrane şübüte şübüte diye söylerseniz baya bi zevkli olmakta. alın lp'ini.

Süperstar 2 (1979)


Bu albümde ise;
Bambaska Biri
Sen Olurdun Yine
Dile Kolay
Ya Sonra
Olsun Varsın
Haykıracak Nefesim Kalmasa Bile
Bir Köşede Yalnız
Hepsi Boş
Durma Ki Dunya
Yeniden Baslasın

Gördüğünüz gibi tüm şarkılar hit. hani öyle bunu dinleyin şunu şey yaıpın diye bir şey yok bu albümde hatta bulursanız plak olarak alın. ya sonra yı bi dinlediğiniz zaman niye alın dediğimi anlarsınız. bir köşede yalnız dinlerken de bildiğin uçarsınız gidip bi 80 model cabrio mercedes aldırabilir size bi hamlede. hatta biraz küçültürsek durumu abartmadan, sırf bu albüm için pikap alırsınız o kadar iddalıyım efenim ki bu idda etmemin arkasında babalar gibi onno tunç düzenlemesi vardır.bunun sonucunda da türkiyede en çok satılan lp dir kendisi. alın bu albümü hemen bulunsun arşivde.

Süperstar 3 (1983)


Albümde;
Uykusuz Her Gece
Sihirli Aşk
Düşünme Hiç
Güneş Yorgun
Bir Günah Gibi
Son Yolcu
Sana Doğru
Sen Ve Ben
Kader Rüzgarı
Beyaz Ev

En başta resimnde de gördüğünüz gibi albüm şeffaf plak basımı efennim yani tam manasıyla arşivlik. şarkıalr olarak gene onno tunç düzenlemesi albümde ve en çok satan 2. albüm ünvanını elinde tutmakta süperstar 2 den sonra. ama 2. albüme göre biraz sönük mü duruyo diyenlerin anlını karışlatacak şekilde efennim kendisi. bunu da alın atın arşive dursun yarın bi gün torunlarınıza gösterip hava atarsınız. (şu an hava atacak başka kimse gelemedi aklıma)

Süperstar 4 (1987)


Albümde;
Seninle Bir Bütünuz
Sevgiler Ölünceye Kadar
Sen Benim Şarkılarımsın
Kim Olsa Anlatır
Yeniden
Yanlızlık Yolcusu
Herşeye Değersin
Son Dansı Bana Sakla
Hatırlar Mısın
Beni De
ve seriyi sonlandıran abe eksikler var ya bunlarla süperstar serisi olmaz allasen diyenlere cevap niteliğindedir. tamam satış rakamlarına bakacak olursak gene 2 ve 3 ü geçememiştir baya da geride kalmıştır ama bu albüm olmadan seriniz tamamlanmaz ve en kült şarkıları gene kaçırırsınız. albümde bu sefer onno tunç değil de ertuğrul çayıroğlu ve turhan yükseler yapmıştır belki de bu yüzden biraz gerisinde kalmıştır. ama sözleri yazan fikret şenses olunca kurtarıyor tabiki. albüm daha nerdeyse bilinmemekle beraber muteşenlik içerir ki kim olsa anlatır, seninle bir bütünuz ve yalnızlık yolcusu vardır. kesinlikle arşivi tamamlayacak güzel niteliktedir.

serimizin sonuna geldik efennim bir başka gecede buluşmak üzere hoşçakalın

21 Mayıs 2010 Cuma

Tanıdık sesler var kulağımda

Efennim sizlere burdan bu güne kadar gizlediğim bir sevinç kaynağımı anlatacağım (noluyo lan?) şimdi hemen dangadanak hiç bi açıklama yapmadan vikipedya yok sözlük gogıl karıştırmadan anlatıyorum.
ben bir yerinde tanıdık bir tını barındıran her şeyi pek bi seviyorum. hemen bir örnek ile anlamanıza yardımcı olayım. yabancı bi filmde geçen diyalog "malları türkiyedeki bi alıcından temin edeceğiz ordan da almanyaya giriş yaparız"



ve ya bir tasarım maddesinin üzerinde türkey yazısı. ama şu 2000 yılında herşeyin üzerinde bulunan türkey logosu değil. zaten türkiye o logoyu kaldıramadı efennim zamanın ötesinde bi tasarım olduğundan ve 2000 yılına girip de herşeyleri çok acayip teknolojik ototmatik ve metalik gri yapmalıyız, aliminyum folyo ile kaplamalıyız diyen zihniyet yüzündendir bu. adam 2000 yılına girmiş daha uçan araba yok yemek hapı yok ne yapacak tabi saplayacak herşeyi aliminyum folyoylan. neyse konumuz dağıldı ben geri toplayayım efennim.

Tasarımların üzerinde de görünce seviniyorum ben ama bunu garip milliyetcilik duyguları kabarıyor kel fatmanın diye yorumlamayın aynı "türkey" -bknz: üst paragraf- logosu yerinde "dio" gurubunun logosu olsa da aynı derecede (efendim? derece mi? -yok selsiyus)sevineceğim.



Genel olarak bakarsan hacı millet olarak bi seviniyoruz biz ya yabancı bir olayda mesela filmde bir sahnede "sizi arkadaşım melahat ile tanıştırayım" ve ya dünyaca ünlü bi fotoğrafcının fotoğrafında "laz bakkal" yazısı görünce hatta film kompil türkiyede geçince acayip sevinip gidiyoruz. çeki çen zamanında türkiyede film çekmişti hatırlarsanız



ama kötü şeyler anlatılınca da bi alınganız ki sormayın.(cümleye gel)
hatırlarsaniz geceyarısı expresi korkumuz vardır bide bizim toplumsal hafızamızda. "ama biz öyle pis pis değiliz ki uyuşturucu satmıyıoruz öyle biz birinin cebine koyup geçirttirmiyoruz sınırdan falan abee" deyu açıklamalar eşliğinde ki bi sanat eseri (sonuç olarak sanat mı sanat abee) gücünü göstermesi sonucu tüm dinyaya bas bas bağırıp durduk ki halen düdük makamlar sanat eserine dan dun sözler söyleyerek suçluyor. be hacım sen ne yaptın allasen kaç yılında çekildi film sen kaç yılındasın ve daha bi halt yapmadan bas bas bağırıyosun ama biz öyle değiliz ki bizler mutluyuz kafamızda da fes yok diye diye gez ortalıkta.


Sonra cahit aral -zamanın sanayi ve ticaret bakanı- gidip bide üstüne çay içersin bakın radyasyonlu değil ki bunlar içtim bişicikler olmadı haha hatta hacılar radyasyonlu çay aganiginaganigiye iyi geliyor şşşşşş uyandırayım diye.. (gıı gene sinir yapmışlar bu şoparı - heee gıı geçeydi de bi siniri soluklanaydı şöyle



neysem efennim konu gene uçtu..ama sonuç olaraktan hemen bi bağ kuruyoruz bir yeri bize yakın olan bir şeyle. Herhalde bundan geliyor benimde sevgim ama daha bi kapsamlısı tabiki kendi zevklerime özel olması açısından. ne bileyim hani duman adlı güzide hacıların erkin korayın izinden gidiyoruz diye bi açıklaması da hoşuma gidiyor. ne bileyim böyle karışık duygular içerisindeyim sonuç olarak.

bir zamanlar



bir vakitler vecih bey ve ben

Durup Duruverirken Usuma Dusenler...

Benim kafa garip bir algoritmayla calisiyor. Aklima gelen bir nesnenin ya da kavramin arkasindan beynimin "belki ilgini ceker, bunlar var abi ehe eheh" diyerek onerdigi kavram ve nesneler arasindaki mantiksizlik ve alakasizlik normal bir durum olmasa gerek, degil mi?

Iste durup duruverirken usuma dusenler:

SIDIKA
Halen Leman dergisinde Sikilhan Oflan adli karaktere can veren Attila Atalay'in efsane karakteri. 90'larin sonlarinda Show Tv'de dizisi de yayinlanmisti, Sidika'yi Makbule karakteri ile unlenen Hasibe Eren canlandirmisti.



BIZIMKILER
Benim adim Cemil!
Civik mudurum affedersin.
Dunkoof!
Kirarim boynuzunu iblis!
Halil Pazarlama kapinizdaaaaa.



KAYGISIZLAR

Kelimelerin kiyafetsiz kaldigi esprilerle en guzel dizilerden.

Taksi!
Yolcu!

11 Mayıs 2010 Salı

Uzakdogu Diye Bir Sey Yoktur; Avrupa Uzakbatidir!

Amerikan ve Avrupa toplumuna ozenen bir millettiz biz. Ozellikle buyuk sehir insanlarinin olmazsa olmaz hayallerindendir Uzakdogu seyahati. Hani entel ya; Digiturklerinde, D-Smartlarinda, 7/24 izledikleri Diskovri Cenillarinda, Neysinil Ceografiklerinde mistisizme ovguler var ya, illa gidecek oraya ve entelligine bir vida daha taktirip saglamlastiracak leydiiz end centilminlar.

Listeyi veriyorum, iyi okuyun, aklinizla ezberleyin:

CIN
JAPONYA
ENDONEZYA
FILIPINLER
MALEZYA
BRUNEI
SINGAPUR
TAYLAND
LAOS
KAMBOCYA
VIETNAM
MYANMAR
TAYVAN
GUNEY ve KUZEY KORE
MOGOLISTAN


Bir daha bu ulkelere Uzak Dogu denmeyecek!
Ikinci bir emre kadar balayinda Uzak Dogu'ya gitmek, tatil hayalleri kurmak ve gerceklestirmek de yasak.

Bak bakalim hayalini kurdugun Uzakdogu kavraminin cikis noktasi neresi:

"Uzak Doğu tanımı, Dünya Savaşları'ndan önce İngilizlerin Hindistan'daki topraklarına işaret etmekteydi. Ancak Dünya Savaşları'yla bölge ülkelerine verilen genel isim halini almıştır. Kavramın temelinde Avrupa kıtasının merkez olarak kabul edilmesi yatmaktadır. Avrupalılar, Dünya savaşları dönemi başta olmak üzere, kendilerinin dogusunda yer alan Osmanli Imparatorlugu'na yakın doğu,Güney ve Orta Asya'daki topraklara ortadoğu ve daha uzakta kalan alanlar için de uzakdoğu kavramını kulanmışlardır."

Ben Japon olsam Avrupa'ya Avrupa demem Uzakbati derim. Bencil serefsizler!

4 Mayıs 2010 Salı